İnşaatta Yapılan Hataların Sorumlusu Kim?
İnşaatta Yapılan Hataların Sorumlusu Kim? Ülkemizin en büyük sorunu nedir diye sorsalar pek çoğumuz "deprem kuşağında yer alması" diye cevap veririz. Ancak ben olaya farklı bir şekilde yaklaşmak istiyorum. Ülkemizin en büyük problemi binalar. Denetimsiz bir şekilde, kontrolsüz bir ş...
İnşaatta Yapılan Hataların Sorumlusu Kim?
Ülkemizin deprem açısından en büyük sorunu nedir diye sorsalar pek çoğumuz "fay hatlarıyla iç içe olması" diye cevap veririz. Ancak ben olaya farklı bir şekilde yaklaşmak istiyorum. Ülkemizin en büyük problemi binalar. Denetimsiz bir şekilde, kontrolsüz bir şekilde, iş bilmezler tarafından inşa edilen binalar.
Ülkemizde emekli ikramiyesini alan herkesin müteahhitliğe soyunduğu son 15 yılda inşaat sektörü altın çağını yaşadı. Peki her köşesi şantiyeye dönen yurdumda tüm binalar kontrollü ve güvenli bir şekilde inşa edildi mi?
Bu yazı da ilginizi çekebilir: Betonarme yapılarda oluşan hasarlar ve nedenleri
Yapı Denetimler Ne İşe Yarıyor?
Ülkemizde yapı denetim sisteminin tam manasıyla uygulanmaya başladığı tarihten itibaren halkın gözünde "nasıl olsa inşaatlar denetleniyor" algısı oluştu. Halkın görüşüne göre: "İnşaatlar yapı denetim firmaları tarafından denetleniyor ve tüm inşaatlar güvenli bir şekilde inşa ediliyor" idi.
Peki durum gerçekten böyle miydi?
Ben bugüne dek pek çok farklı yapı denetim firmasıyla çalıştım. Ancak;
- Hiçbir yapı denetim firması benim zemin iyileştirme uygulamama iştirak etmedi.
- Hiçbir yapı denetim firması temel haricinde aksları kontrol etmedi.
- Hiçbir yapı denetim firması kaba inşaatın bitiminden iskan aşamasına kadar geçen süreçte şantiyeye uğramadı.
Oysa tesisat ustalarının; tesisatları, kolonları, kirişleri kırarak geçirdiği fotoğrafları hepiniz internette görmüşsünüzdür. Kaçıranlar ve yeniden görmek isteyenler için tarafımdan çekilen iki ayrı kirişteki tesisat imalatını sizlere sunmak isterim.
Betonun kürlenme işlemi düzgün yapılmazsa betonda çatlaklar oluşur. Çünkü betonda meydana gelen kimyasal tepkimeler betonun hızlı bir şekilde su kaybetmesine yol açar. Peki betonun kürlenip kürlenmediğini takip eden tek bir yapı denetim firması var mı? Ben hiç rastlamadım. Betonda kürleme işlemi yetersiz yapıldığında aşağıdaki fotoğrafta göreceğiniz üzere çatlaklar oluşur. Dahası; betonda dayanım ve dayanıklılık kaybı oluşur.
Aşağıdaki fotoğrafta gördüğünüz kısa kolon problemleri ise proje aşamasından başlamaktadır. Proje aşamasında tasarlanan farklı seviyelerdeki katlar, dilatasyonla ayrılıp iki farklı blok olarak inşa edilseydi, kısa kolon problemi ortaya çıkmazdı. Ancak tek blok olarak inşa edilen, farklı kat seviyelerine sahip binalarda bu durumun yaşanması olasıdır.
Yine aşağıdaki fotoğrafta desenli bahçe duvarı kalıbının da kolona saplandığını göreceksiniz. Ne yazık ki arada dilatasyon yok. Oysa 5 cm'lik köpükle en azından oradaki kısa kolon problemi çözülebilirdi. Kısa kolon probleminin yol açtığı sorunları buraya tıklayarak görebilirsiniz: Taşıyıcı sistem çatlakları
Yine sormak isterim. Yapı denetim nerede? Projelere yapı denetim firması imza atıyor mu? Atıyor. İmalatı bizzat kendisi görüyor mu? Görüyor. Öyleyse tüm bu imalat hataları neden hâlâ meydana geliyor?
Kaba inşaatın bitiminden iskana kadar şantiyeye uğramayan yapı denetim görevlilerinin bu durumdan haberdar olma şansı yok. Şantiye şefi de kağıt üzerinde 1.000 TL'ye imza atan bir mühendis. Şantiyeye uğramıyor. Öyleyse bu hatanın sorumlusu kim?
Betonun kürlenmesini kim denetliyor?
Beton oldukça değişik bir malzemedir. Sıvı olarak şantiyeye gelir. İçine su katılması cinayete teşebbüstür. Ama beton prizini aldıktan sonra (halk dilinde; beton çektikten sonra) mutlak suretle kürlenmesi, daha basit bir anlatımla sulanması gerekir. (Farklı kür teknikleri ve kimyasalları da vardır ancak en basit çözüm sudur.) Hatta betonun her daim ıslak kalması gerekir. Nemli görüntüsünü hiç kaybetmemesi gerekir. Yani beton sıvı iken verilen su kötü, beton katı iken verilen su iyidir. Bunu da okumalısınız: Beton sulanmazsa ne olur?Betonun kürlenme işlemi düzgün yapılmazsa betonda çatlaklar oluşur. Çünkü betonda meydana gelen kimyasal tepkimeler betonun hızlı bir şekilde su kaybetmesine yol açar. Peki betonun kürlenip kürlenmediğini takip eden tek bir yapı denetim firması var mı? Ben hiç rastlamadım. Betonda kürleme işlemi yetersiz yapıldığında aşağıdaki fotoğrafta göreceğiniz üzere çatlaklar oluşur. Dahası; betonda dayanım ve dayanıklılık kaybı oluşur.
Kısa kolon problemini kim denetliyor?
Peki gelelim kısa kolon problemine. Daha proje aşamasındayken alınabilecek önlemlerle bertaraf edilebilecek bir sorun olan kısa kolon problemi, bina için en büyük tehditlerden biridir. Bodrum katlardaki bant pencereler, farklı kat seviyeleri gibi mimari etkenler, kısa kolon problemi için açık kapı bırakır. Tabi tüm bu problemlerin çözümleri vardır ve oldukça da kolay çözümlerdir. Bodrumdaki bant pencereler için örnek verecek olursak yarım perde beton ile kolonun arasında konulacak 5 cm kalınlığında köpük, kısa kolon sorununu çözecektir.Aşağıdaki fotoğrafta gördüğünüz kısa kolon problemleri ise proje aşamasından başlamaktadır. Proje aşamasında tasarlanan farklı seviyelerdeki katlar, dilatasyonla ayrılıp iki farklı blok olarak inşa edilseydi, kısa kolon problemi ortaya çıkmazdı. Ancak tek blok olarak inşa edilen, farklı kat seviyelerine sahip binalarda bu durumun yaşanması olasıdır.
Yine aşağıdaki fotoğrafta desenli bahçe duvarı kalıbının da kolona saplandığını göreceksiniz. Ne yazık ki arada dilatasyon yok. Oysa 5 cm'lik köpükle en azından oradaki kısa kolon problemi çözülebilirdi. Kısa kolon probleminin yol açtığı sorunları buraya tıklayarak görebilirsiniz: Taşıyıcı sistem çatlakları
Yine sormak isterim. Yapı denetim nerede? Projelere yapı denetim firması imza atıyor mu? Atıyor. İmalatı bizzat kendisi görüyor mu? Görüyor. Öyleyse tüm bu imalat hataları neden hâlâ meydana geliyor?
Gelelim betonarme döşeme atıldıktan sonra kalıpların söküm sürelerine. Hâlâ 2-3 günde döşemenin kalıbını söken firmalar var. Müşterinin gözünde de hızlı bir şekilde inşaat yaptığı için yüceltilen firmalar... Peki yönetmeliklere aykırı olan bu durum karşısında yapı denetim firmaları ne yapıyor?
Havuz sistemi ve yapı denetimlerin asgari personelle çalışması
Şunu çok net bir şekilde söyleyebilirim ki havuz sistemi gelmeden önce bir müşteri olarak daha mutluydum. Projelerin takibi konusunda ve resmi prosedürler konusunda yapı denetim firmaları daima elim ayağım olmuştur. Bu konuda haklarını yiyemem.
Ancak yapı denetim firmaları için havuz sisteminin devreye girmesinin ardından, hizmet kalitesinin bir önemi kalmadı. Doğal olarak tüm yapı denetim firmaları asgari sayıda personelle aynı işi yapmaya çalıştı. Hâlâ da bunu yapmaya çalışıyorlar. Böyle olunca da tüm proje işleri ve resmi prosedür işleri aksar hale geldi. E onlar da haklılar. Hizmet kalitesi iyi de olsa kötü de olsa nasıl olsa havuz sayesinde herkese iş geliyor.
Durum sadece bununla da sınırlı kalmadı. Eskiden beton atacağımız zaman beton santralinin yoğunluğuna göre program yapardık. Şimdi ise yapı denetim firmalarının yoğunluğuna göre program yapıyoruz çünkü şantiye elemanları da oldukça yetersiz sayıda.
Tek Suçlu Yapı Denetim Sistemi mi? Hayır!
Hayır, tabi ki tek suçlu yapı denetim sistemi değil. Her şey müteahhitlik belgesinin cüzi bedellerle vatandaşa dağıtılması ile başladı. Berber olmak için bile bir kalfalık belgesine ihtiyaç varken, müteahhitlik belgesi almak için cebinizde 2-3 bin TL nakit bulundurmanız yeterliydi. Öyle olunca da emekli ikramiyesini alan herkes müteahhitliğe soyundu.
O dönemi hatırlarsınız eminim, kime sorsanız bir yerde inşaat işiyle ilgileniyordu. Oysa kiminin asıl mesleği terzilikti kimi ise sadece inşaat ustasıydı.
Şöyle bir soru sormak isterim: İzmir'den Van'a kadar gitmeniz gerek ve otobüs yolculuğunu tercih ettiniz. Ama otobüsün şoförünün ehliyeti yok. Araba kullanmayı da bilmiyor. Canınızı o şoföre emanet eder miydiniz?
Aşk acısının depresyonunu yaşayan birkaç üniversiteli dışında zannediyorum ki hiçbiriniz o otobüse binmezdiniz. Ama çok daha büyük risk taşıyan evlerde hâlâ yaşıyorsunuz.
İnşaat Mühendisleri Odası Ne İşe Yarıyor?
İnşaat Mühendisleri Odası bölgelerde aktif. Buna sözüm yok. Ancak temsilciliklerde yılda bir halı saha turnuvası yapmak dışında ne işe yarıyor? Aidat ödüyoruz. Her belge için ekstra ücret ödüyoruz. Peki İnşaat Mühendisleri Odası gerçekten bizim hakkımızı savunuyor mu?
Asgari Maaş Tutarı Uygulaması
İş ilanı sitelerinde gördükçe canım sıkılıyor. İlkokul mezunu müteahhitler asgari ücretle inşaat mühendisi çalıştırmak istiyorlar. Hatta öyle densiz ilanlar var ki, inşaat mühendisinin aynı zamanda makam şoförlüğü yapmasını istiyorlar. Yani neredeyse çaydanlığın yerini gösterip çaycılık da yaptıracaklar.
Oysa, SGK ile İMO arasında iptal edilen protokol, İMO'nun girişimleri ile yeniden imzalansa ve mühendislerin asgari maaş tutarı belli olsa, inşaat mühendislerinin emeğinin karşılığı verilse hoş olmaz mı? Böylece herkesin sigorta primi de maaşı üzerinden tam yatar ve kayıt dışının da önüne geçilmiş olunur.
Şantiye Şefliği Meselesi
Gelelim şantiye şefliği meselesine. Belediyeden ruhsat çıkartırken şantiye şefi olarak imza atan mühendise sigorta primi gösterme zorunluluğu yok. Varsa da denetleyen yok. Bu nedenle pek çok müteahhit firma inşaat mühendislerine çok cüzi ücret karşılığında şantiye şefliği imzası attırıyorlar ancak sigorta yapmıyorlar.
Oysa bu durum denetlenmeli. Şantiye şefi olarak imza atan inşaat mühendisi, İMO ile SGK arasındaki protokole göre belirlenecek asgari maaş tutarı üzerinde sigortalanmalı ve primleri de ona göre yatırılmalı. Böylece maaşı da İMO'nun belirlediği tutar üzerinden banka üzerinden yatırılmalı. Böylece kimse iş başı 1.000 TL'ye sigortasız bir şekilde şantiye şefliği yapmak zorunda kalmaz.
Kabul ediyorum, eğer bu sistem uygulanırsa şu da yapılmalı: bir inşaat mühendisinin beş şantiyede şantiye şefi olmasının önüne geçilmeli. Bir inşaat mühendisi, bir şantiyeden sorumlu olmalı. Mevcut kural değiştirilmeli. En az, inşaat mühendisi maaşı üzerinden gelir elde edecek olan mühendis de bu şantiyede mesleğinin hakkını vermeli. Vermeli ki inşaatta geri dönülmez hatalar yapılmasın. Yoksa 18 aylık iş için toplamda 1.000 TL alan şantiye şefi haklı olarak şantiyeye gelmez.
Güncelleme: 5 Mart 2021 tarihinde İnşaat Mühendisleri Odası, bu yazıda kullandığım fotoğrafı kullanarak #1santiye1sef hashtag'i ile Twitter'da sesini duyurmaya çalışmıştır. Siz de kampanyamıza destek verebilirsiniz.
Yukarıda anlattığım üzere yapı denetimler yetersiz ve iş şantiyede bilfiil bulunacak bir inşaat mühendisinde bitiyor.
Size bizzat karşılaştığım bir örneği vereyim. İlkokul mezunu bir müteahhit, oğlunu özel bir üniversitede inşaat mühendisliği bölümünü okutmayı düşündü. Ama sonra vazgeçti ve dedi ki: "Ne gerek var? 2.000 TL verdiğimde bütün inşaat mühendisleri karşımda hazır ola geçiyorlar."
Evet, mesleğimizin düştüğü durum bu. Metrekaresi 3 TL'ye proje hazırlayan oldukça, şantiye başı 750-1.000 TL'ye şantiye şefliğine imza atan oldukça hiçbir müteahhit firma inşaat mühendisi istihdam etmeye gerek duymayacak. Eğer İMO gerekli adımları atmazsa; serbest piyasa koşulları daha acımasızlaşacak ve inşaatlar denetimden uzak kalacak. İnşaatlarda geri dönülmez hatalarla karşılaşmaya da, depremlerde canlarımızı yitirmeye de devam edeceğiz. Bu çok açık.
Gelelim bu yazıyı yazma sebebime
Bugün şans eseri bir inşaatın önünden geçerken imalatta bir gariplik farkettim. Ardından arabadan indim ve yanlış görmüş olmayı diledim. Ama ne yazık ki yanlış görmemiştim. Akstan şaşan kolonlar, kirişe binen kolon, segregasyon, kısa kolon, dilatasyonun unutulması, yetersiz vibrasyon... Küçücük bir alanda o kadar çok hata yapılmıştı ki inanamadım. (Fotoğrafları üstte görüyorsunuz.)
Peki hata kimindi? Bu şantiyenin başında şantiye şefinin bulunmasının yolunu açamayan İMO'nun mu? Yapı denetim firmasının mı? 3 gazoz kapağı toplayana müteahhitlik belgesi veren devletin mi? Durun ben söyleyeyim. Bu hikayede yanan inşaat ustası olur.
1 yorum