Mühendisler Robot mu?

Geçtiğimiz günlerde sosyal medyada, inşaat sektöründe kitle sahibi bir ismin aba altından İnşaat Mühendisleri Odası'nı eleştiren bir paylaşımını gö...

Mühendisler Robot mu?
 Evet, bu yazıya enteresan bir başlık attığımın farkındayım ancak mühendislere yapılan muameleyi gördüğümde verdiğim ilk tepki bu oldu. Bu yazı epey bir sitem içerecek. Detaylarıyla sitemimi anlatacağım. Üstelik kendimi de bu yazı içerisinde eleştireceğim.

Mekanik Vücut, Patates Beyin

Geçtiğimiz günlerde sosyal medyada, inşaat sektöründe kitle sahibi bir ismin aba altından İnşaat Mühendisleri Odası'nı eleştiren bir paylaşımını gördüm. Çok üzüldüm. İnşaat Mühendisleri Odası tarafından başlatılan sosyal bir etkinlik duyurusunun ekran görüntüsünü alıp, "Bu ne kadar gerekli?" tarzında bir soru ile inşaat mühendisi takipçilerini manipüle etmeye çalışmış.

Neden manipüle ettiğini düşünüyorum? Çünkü İnşaat Mühendisleri Odası tarafından açılan eğitimleri, Udemy alternatifi olarak oluşturulan yerli İMOSEM sistemini veya yapılan basın açıklamalarını "Bu ne kadar gerekli?" diye paylaşmayıp sosyal bir faaliyeti bu şekilde öne çıkarırsanız, oda faaliyetlerini zaten takip etmeyen üyenin gözünde "oda bu işlerle uğraşacağına eğitim faaliyeti düzenlesin" algısını oluşturursunuz. Basit politikacı oyunları... Zaten bu paylaşıma gelen yorumların çoğu da tam anlamıyla beklediğim gibi oldu.

Halbuki ben gurur duydum. Mühendisler robot değildir. Mühendisler koro da kuracak, halı saha maçı da yapacak, resim de yapacak, yemek de yiyecek vs. Aynısı mimarlar için de geçerli, dilim alıştığı için mühendis deyip geçiyorum. Hepimiz aynı gemideyiz. Bizler sosyal canlılarız, bizler medeniyeti inşa ediyoruz, tasarlıyoruz. Tabii ki de robot gibi sadece autocad'i açıp iki boyutlu bir hayatın bize reva görülmesini kabullenmeyeceğiz.

Bu vatandaş bilmiyor mu üyeler arasındaki dayanışmanın artması demek, odanın güçlenmesi demek? Bal gibi biliyor. Ama ona rağmen eleştiriyor ve bu etkinliği düzenleyenlerin hevesini kırıyor. Çok net bir şekilde beyan etmek isterim ki; sosyal faaliyetler, eğitim faaliyetlerinden daha çok üyeye dokunma şansı oluşturuyor.

Bizim odamızın halı saha turnuvaları meşhurdur mesela Kütahya'da. Aktif üyelerin yaklaşık yüzde onbeşi (%15) bu turnuvada forma giyiyor. Ve bu meslektaşlarımız her hafta bir araya geliyor. Birbirleriyle iletişim kuruyorlar, işbirlikleri yapıyorlar, birbirlerinin projelerine ortak oluyorlar. Bir yandan da hayatın getirdiği stresi atıyorlar. Üstelik de oda faaliyetlerinden haberdar olmaları için de büyük bir fırsat bu tarz etkinlikler. Üyenin birlik olması için mükemmel bir zemin hazırlanıyor sosyal etkinliklerle. 

Üstelik bir başka açıdan düşünelim. Yeni mezun bir meslektaş, yaşadığı sorunları en hızlı nasıl çözebilir? Kendisinden tecrübeli meslektaşlarına ulaşarak tabi. Peki birçok meslektaşıyla tanışacağı bu tarz etkinlikleri neden böyle acımasızca eleştiriyorlar dersiniz?

Ben söyleyeyim, vatandaşın derdi meslek veya meslektaş değil. Kendi görüşünden insanların odada yönetici olmasını istiyor, bütün derdi bu. 2024 oda seçimlerinde bizim tabiri caizse "fanatik" olmadığımızı öğrenince verdiği desteği bir anda çekip karşıt, yıllarca çalışmayan, pasif, tek yaptığı "biz ocuyuz bucuyuz" söylemi olan grubu destekleme kararı almıştı. 

Üstelik her söyleminde mesleğe, meslektaşa katkı söylemleri olan bu tarz insanların seçim zamanlarında kaç yüzü oluyor, bilmiyorum.

Üyenin Sorunları Var

Evet, üyenin sorunları var. İşsizlik, iş koşulları, SGK tarafından tek taraflı feshedilen protokol yüzünden mağdur edilen meslektaşlarımız, imza karşılığı şantiye şefliği yapan üyelerimiz gibi gibi bu liste uzar gider. Tamam ortada sorun olduğu aşikar. Bu sorunlar ortadayken, inşaat mühendislerini savunması gereken kurum/kuruluş hangisi? İMO! Doğru, buraya kadar hemfikiriz. Peki İMO kim? 

İMO benim, sensin, sınıf arkadaşın, üniversitedeki hocan, İMO biziz. Biz sahip çıkacağız, elimizi taşın altına koyacağız ki sorunlara çözüm bulalım. İMO yönetimleri bu işi para karşılığı mı yapıyor? Hayır. Ee ne için yapıyorlar? Gönüllülük esaslı, üyenin hakkını, ellerinden geldikçe, mesailerinden, ailelerinden ayırdıkları vakitlerde savunmaya çalışıyorlar.

Peki bir de bakış açımızı değiştirelim. Sorun ne? Cidden soruyorum, temel sorun ne? İşsizlik? İş koşullarının negatif olması? Meslektaşın hak ettiği değeri görmemesi? Müteahhitlerden, ustalardan daha az kıymet görmek mi sorun? Sigorta priminin asgari ücretten yatması mı sorun? Şantiye şeflerinin imzacı olması mı yoksa temel problem? Ya da proje fiyatlarının dip yapması belki?

Peki her ile mühendislik fakültesi kurarak yılda 15.000 mühendisin mezun olmasına İMO mu neden oldu? Hayır! Arz talep dengesini bozarak elinizi salladığınızda 15 mühendise çarpmanızın nedeni İMO mu? Hayır. 3-5 gazoz kapağı toplayana mühendislik diplomasını veren, cebinde parası olanı müteahhit yapan İMO mu? Hayır! Yetkin mühendislik kavramının hayatımıza girmesine engel olan İMO mu? Hayır. SGK ile TMMOB arasındaki protokolü iptal eden İMO veya TMMOB mu? Hayır. Şantiye şefliği yönetmeliğini veya diğer yönetmelikleri çıkaran İMO mu? Hayır. Yönetmelikler çıkarılırken İMO gibi mühendis kadrosundan mı görüş alınıyor yoksa Ticaret Odaları gibi müteahhit kadrolarından mı görüş alıyorlar? Cevap Ticaret Odaları. E proje fiyatlarında asgari tutar belirlenmesini rekabeti engellediği gerekçesiyle engelleyen İMO mu? Hayır. Ee o zaman arkadaşlar sizce temel problem İMO mu?

Bakın size çok güzel bir hikaye anlatacağım.

II. Dünya Savaşında Vurulan Uçaklar

İkinci dünya savaşında uçakların dayanıklılıklarını artırmak için cepheden geri dönen uçakların en çok hangi bölümlerinin vurulduğunu değerlendirmişler. Kanatlar, orta bölge, kuyruk bölgeleri en çok isabet alan bölgelermiş. Motor ve pervane bölgeleri ise hiç isabet almıyormuş. Bu nedenle kanatları, orta bölgeleri ve kuyrukları güçlendirmeye karar vermişler.

Sonra bir vatandaş demiş ki, bu bölgelerden vurulmalarına rağmen bu uçaklar geri dönmeyi başarmışlar. Ama demek ki motor ve pervane bölgelerinden vurulan uçaklar geri dönmeyi dahi beceremeyip düşmüş. "Bizim bu bölgeleri güçlendirmemiz" lazım demiş. Yani bakış açısını değiştirerek asıl "başarısız" noktayı tespit etmiş.
Mühendisler Robot mu?
İMO hikayesi de buna benziyor benim açımdan. Biz doğru sorunu tespit etmeliyiz ki doğru müdahaleleri yapalım. Yoksa sabah akşam İMO'ya sayıp sövsek de, yerden yere vursak da motor ve pervane bölgelerini düzeltemedikten sonra sorunların çözülmesini beklememeliyiz.

Doğru Eleştirmek Lazım

E peki Emirhan Bey, İMO sütten çıkmış ak kaşık mı? Eleştirmeyecek miyiz? Tabii ki eleştireceğiz. Ama doğru eleştirmek lazım. Örneğin üyenin hakkını savunmak için kullanılan sosyal medya çalışmalarını "yeteri" kadar yapıyor mu İMO? Bence yetersiz, eleştireceğiz. Ama işsizliğin sorunu olarak ülkemizin politikalarını görmezden gelip İMO'yu kurban ederek doğru sonuca varamayız.

Bakın burada acımasız bir şekilde eleştirmişim yıllar evvel: İnşaatlarda yapılan hataların sorumlusu kim? Peki eleştirilerimde haklı mıydım? Samimi bir şekilde cevaplayabilirim ki; hayır. O dönemde uçağın kanatlarına odaklandığımı fark ediyorum. 

Ne Yapacağız?

Yapılması gereken ilk şey muhakeme etmek. Muhakeme işini sosyal medya fenomenlerine bırakmayacağız. Bu yazıda size muhakeme etmenizi sağlayacak bazı haberleri ve basın açıklamalarını paylaşacağım. Bunlar sadece bir çırpıda karşıma çıkanlar. Hangi konu hakkında olursa olsun İMO mutlaka bir açıklama yapıyor. Kadın cinayetlerinden meslektaşlarımızın işsizlik sorununa kadar tüm sorunları dile getiriyor.

Mühendislik fakültelerinde kontenjanlar azaltılmalı, baraj sınırı 50.000 olmalı adlı imza kampanyası: 
Basit bir geçiş sınavıyla teknik öğretmenlere mühendis ünvanı verilmesi protesto edildi: 
Eksi fizik netiyle mühendislik fakültesine girilmesine karşın basın çalışmaları: 
Şantiyede saldırıya uğrayan meslektaşlar için yapılan basın açıklaması: 
Emekli mühendislerin emekli maaşı mağduriyeti hk. yapılan basın açıklaması: 
6 Şubat Depremleri'nin ardından mühendislere bedel ödetmeye çalışan bilirkişilere karşı yapılan basın açıklaması: 
Kamu mühendislerinin talepleriyle ilgili basın açıklaması: 
Yetkin mühendislik talebi hk. basın açıklaması: 
Daha yüzlerce haber bulabilirim ama sanırım siz mevzuyu anladınız. Basında yer alan haberler, açıklamalar, görüşler ve niceleri. Yeterli bulabilirsiniz veya yeterli bulmayabilirsiniz. Ancak öncelikle değerlendirmek ve muhakeme etmek gerek. 
Merhaba, ben Emirhan Aydın, inşaat mühendisiyim ve aile şirketimiz 27 yıldır Kütahya inşaat sektörünün en önde gelen firması. Blogumdaki içerikler sizlere fayda sağlanması açısından hazırlanmış özenli yazılardır. Ancak unutmayın ki inşaat işlerinde bir profesyonele danışmak en iyisidir. Lütfen kafanıza takılanları bana sormaktan çekinmeyin. Bana sosyal medya hesaplarımdan veya buradan ulaşabilirsiniz.

Görüşmeye katılın