2024 Yılı Benim İçin Nasıl Geçti?
2024 yılı benim açımdan oldukça dolu dolu geçen bir yıl oldu. Her yılın ardından; instagram hikayelerimde öne çıkanlardan albüm oluşturuyorum ve 2...
2024 yılı benim açımdan oldukça dolu dolu geçen bir yıl oldu. Her yılın ardından; instagram hikayelerimde öne çıkanlardan albüm oluşturuyorum ve 2024 yılında o kadar çok öne çıkardığım şey oldu ki; 100 kotalık öne çıkarma yetmedi ve 2024-2 adlı ilave bir öne çıkarma oluşturdum.
Tamam tamam! Sosyal medyayla 2024 yılını değerlendirmek doğru olmaz. Ancak yine de bunun da bir ölçek olabileceğini ifade etmek istiyorum. O zaman haydi 2024 yılını kısaca değerlendirelim.
2024 Yılı Genel Tablosu
2024 yılı genel tablosuna baktığımızda hedeflerimin bazılarını gerçekleştirebildiğimi, bazılarından da uzaklaştığımı görüyorum. Özellikle de "İnşaat Mühendisleri Odası Kütahya Temsilciliği'nin" 2024 yılım için ön planda olduğunu ve bu süreçte kişisel hedeflerimden uzaklaştığımı görüyorum. Yani evet, bu tarz işlerin mesainden, ailenden fedakarlıklar gerektirdiğini bilmeyenimiz yok. Ama genel anlamda geriye baktığımda meslek odamın bu denli ağır basması da pek adil değil.
İMO - Seçimler - Ve Daha Fazlası
2022 yılında görevi devraldığımız İnşaat Mühendisleri Odası'nın 11 Şubat 2024 tarihinde seçimleri oldu. Biliyorsunuz, bizim seçimler Bursa'da oluyor. Biz Bursa'ya bağlı bir temsilcilik olduğumuz için seçimler vesilesiyle üyelerimizle Bursa'ya gidip oy kullanıp dönüyoruz.
28 yıllık Çalışma Grubu iktidarından sonra Çağdaş Grup olarak biz göreve gelmiştik ve 2 yılda özellikle Kütahya'da harika işler çıkardık. Kibirli bir insan olarak görünmek istemiyorum ancak az zamanda çok başarılı işler yaptık. Odayı canlandırdık. Uydurma zemin iyileştirme yöntemlerinin uygulanmasını şehir bazında yasakladık. Son 15 yılda yapılanın toplamından daha fazla eğitim faaliyeti yürüttük.
Tüm bunların yanında şantiye şefliği kavramını düzene oturttuk. Şantiye şefleri yılda 2.000 TL gibi ücretlere "imza karşılığı" iş yapıyorlardı. Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü ile ani şantiye baskınları yaparak şantiyelerin inşaat mühendisleriyle tanışmasına vesile olduk. Sektördeki arkadaşlarım neyi kastettiğimi çok iyi anlıyor...
Yılda 1.000 ruhsat çıkan Kütahya Belediyesi'nde zemin etütlerini kontrol eden bir jeoloji mühendisi yoktu. Aldırdık. Sadece onu da değil, jeofizik mühendisi ve geoteknik alanında yüksek lisans yapan bir inşaat mühendisini de aldırdık. Yine zemin etütleriyle ilgili çok fazla şaibe ve soru işareti vardı. Zemin etütlerinde kamera kaydı zorunluluğu getirdik.
Odaya kurumsal bir kimlik kazandırdık. Sosyal medya hesaplarını kurduk. Kurulmuş olanları aktifleştirdik. Basın bülteni grubu oluşturduk. Yaptığımız hemen her etkinlik tüm ulusal basında ses getirmeye başladı.
6 Şubat Depremleri'nin ardından bölgeye üyelerimizin %10'u hasar tespiti için katıldı ki bu sayı ülkedeki en yüksek oran. Hatay'a da 12 adet konteyner satın alıp gönderdik, üye bağışlarıyla. Bunların hepsi üyelerimizin kenetlenmesiyle hayata geçirilen şeylerdi. Bunun gibi pek çok şeyi yaptık. Üyelerimize ücretsiz danışman avukatlık hizmeti sağladık mesela...
11 Şubat 2024
Sonra Bursa seçimi zamanı geldi... Seçim sürecine kadar övgüler, methiyeler düzen bazı meslektaşlarımızın seçim günü yaklaştıkça bazı hareketlerinin değiştiğini gördük. Hiç unutmuyorum, Gediz'de meslektaşlarımızla buluştuğumuzda bir meslek büyüğümüz Çağdaş Grubu destekliyoruz diye "terör sempatizanı" muamelesi yaptı. "6 yılda almadığınız hizmeti 6 ayda sizden aldık" diyen bir başka meslektaşımız seçim zamanı geldiğinde "çağdaş genel merkez yönetimi benim baş örtülü fotoğrafımı oda kimliği için kabul etmemişti" demeye başladı. Abla, gerçekten, bunun sorumlusu ben miyim?
Ama bizim ne olduğumuz belli, nasıl emek harcadığımız belli. Zaten sayıca da azınlıktı bu kişiler. Öyle ki 11 Şubat 2024 tarihinde Bursa'ya 6 otobüs ile yola çıktık. Kütahya açısından rekor katılım. Oyların %70'inin Çağdaş Grubu destekleyeceğini biliyoruz. Yani tamam, kabul, ayrı bir sandık yok ve sonucu hiçbir zaman öğrenemeyeceğiz ancak her şey ortada. Esamesi okunmayan bir odayı şehirde söz sahibi bir oda haline getirdik. Üyelerimize para kazandırdık. Meslektaşın standartlarını yükselttik. Özellikle şantiye şefliğinde rekabeti en aza indirdik ki bu sayede meslektaş şantiye şefliğini meslek olarak görmeye başladı.
Ve enteresandır, Bursa'ya babam ve annem de geldi. Babam hayatı boyunca odanın hiçbir faaliyetine katılmamış, hiçbir seçime gitmemiş deneyimli bir inşaat mühendisi. Annem de inşaat teknikeri ancak daha çok muhasebe ile ilgileniyor. Blogumun okurları zaten biliyordur. Ve biricik eşim Sevim Nur ile birlikte 6 otobüs insan yola çıktık. Meslektaşlarımız oylarını kullandılar.
Dönüş yolunda seçim sonuçlarının haberi geldi. Tarihi bir hezimet vardı ortada. Çalışma Grubu çok büyük bir farkla seçimi kazanmıştı. O gün dönüş yolu hiç bitmedi benim için... Kütahyalı meslektaşlarımızın nereye oy verdiğinden şüphem olmadı. Ama Bursalı meslektaşlarımın tercihini ne etkilemişti?
Şunu söyleyebilirsiniz, "seçimde biz aday değiliz, arkadaşlarımız aday değil, Kütahyalı bir aday yok, siz ne gelin güvey oluyorsunuz", diyebilirsiniz. Haklısınız da. Ancak arka planda durum böyle değil. Biz bu kadar faaliyet yürütürken bize daima destek çıkan, ödenek gönderen, sponsorluk yapan bir İMO Bursa vardı. Haliyle bir gönül bağı oluştu. Biz alenen Çağdaş Grubu desteklemişken Çalışma Grubu'nun kazanması, en iyi ihtimalle "çalıştırılmadığımız iki seneye" mal olacaktı. Çalışmalarımız manipüle edilebilirdi, harcama izni alamayabilirdik. Ve bunun gibi birçok ihtimal sayabilirim. Çünkü biz alenen seçimde Çağdaş Grubu destekledik.
Manipüle Edilen İftar Yemeğimiz
Düşündüğümüz gibi de oldu. Ramazan ayında iftar düzenlemek istedik. Bursa başkanı beyefendiden iftarımız için destek istedim. Önce olur dedi. Bir kısmını üye karşılayacaktı, bir kısmı ise oda desteğiyle ödenecekti. Böylece üye çok ekonomik bir bedelle iftar yaparken meslektaşlarıyla da bir araya gelmiş olacaktı.
Bursa'nın bu desteğini göz önüne alarak telefonda başkan beyle birlikte fiyatları belirledik. Üyelere duyurduk. Sonra yardımcısı aradı, destek olamayacaklarını bildirdi. Üyeye de düşük fiyatları zaten duyurduğumuz için kalan bakiye açığını 2-3 günde yeni bir sponsorla dolduramayacağımızı biliyordu. Bizi alenen manipüle etti, kasten zor duruma düşürdü.
Ardından üyelerle iletişimde olduğumuz whatsapp grubundan "xxx Bey destek olamayacağını bildirdi, bu nedenle fiyatlarımızı şu şekilde revize etmek durumundayız. Bu yanlış anlaşılma için tüm sorumluluğu alıyorum, özür dilerim" yazmama rağmen whatsapp grubumuzdaki muhbirler tarafından konu nasıl manipüle edilerek iletildiyse xxx Bey beni aradı ve "neden başkan diye hitap etmediğimden" başlayarak tüm süreç için hesap sormaya kalktı. İftar yemeğini iptal etmek zorunda kaldık.
Akıllı bir insan sayılırım, işin çirkinleşeceğini gördüğümden her şeyin ses kaydını alıyordum. Malum şahıs bunu bildiğinden beni hiç yalanlayamadı aradan geçen süreç boyunca. Ben de yaşanan tartışmayı üyelere tek tek anlattım. Aradı, konuştuk, tartıştık. "Sen bildiğin gibi yap, ben de bildiğim gibi yapacağım" dedi son olarak. Ardından görevden alınma yazımız bize ulaştı. Bildiği şey buymuş.
Kayyum - Seçim - Zafer
Görevden alınmamızın ardından yerimize kayyum yönetimi atandı. Güya bu yönetim odayı; Kütahya'da yapılacak olan seçime kadar idare edecekti. Ancak pek öyle olmadı. Bir yapı fuarı gezisi ve iki seminer yapıldı kayyum sürecinde. Fuar gezisinin otobüsünü bile biz organize etmiştik ama rakip adayımızın parlatılması gerekiyordu. Fırsatları hiç kaçırmadılar. Sosyal medya görsellerinde rakip adayın yüzü fotoğrafların büyük bir bölümünü kaplayacak şekilde paylaşıldı, üyelerin bulunduğu kalabalık whatsapp grubunda teşekkürler edildi kendisine.
İşin garibi, odaların durumu malum. Para yok. Aidatlar odayı çevirmeye yetmiyor. Zaten üyenin %70'i aidat ödemiyor. Bu nedenle biz faaliyetlerimizde kullandığımız otelin seminer salonunu 5.500 TL (KDV dahil) ayarlayıp bunu da sponsora ödetiyorduk. Kayyum yönetimi tanesini 26.000 TL'den ödedi, ilavelerle iki seminer için 60.000 TL ödeme yaptı otele. Üstelik odanın parasından. Biz o paraya en az 10 tane seminer organize ederdik ve sponsora ödetirdik. Neyse bu detaylara girmek istemiyorum. Ancak rakibimizin lansmanı için kesenin ağzı epey açılmıştı.
22 Mayıs 2024 tarihinde seçim yapıldı ve seçimi 164-128 oyla kazandık. Atamalarımızın yapılması Haziran ayını buldu ve ardından da görevimizi teslim aldık. Ancak bu seçim sürecinde rakip grubumuzun büyük bir başarı sergilediğini söylemeliyim. Çünkü sıfır faaliyetle 128 oy almak gerçekten kolay değil. Hiçbir şey vaadetmediler. Hiçbir başarıları yok, daha önceki dönemde yapılan (yapılmayan) faaliyetler ortada. Üstelik bizden önceki son 6 yılda Bursa Şube'ye 31.000 dolar para aktarılmış.
Yani benim hemşehrilerimin aidat paraları Bursa'da cağ kebap olmuş Bursalı meslektaşlarımız için. Bursalı meslektaşlarıma kızmaya hakkım yok. Benim kızdığım konu; benim aidatım neden bir kez olsun faaliyet olarak, hizmet olarak bana geri dönmedi?
İMO 2024 Faaliyetleri
Göreve gelir gelmez başvurusunu öncesinde yaptığımız şube değişikliğini hayata geçirdik. Bursa Şubesi'nden ayrıldık ve Eskişehir Şubesi ile yola devam etme kararı aldık. Bu nedenle Bursa'nın delege sayısı epey azaldı. Eskişehir'in de aynı oranda arttı.
Görevi teslim almamızdan itibaren Prof. Dr. Naci Görür, Prof. Dr. Alper İlki, Prof. Dr. Özgür Avşar gibi ülkenin en önde gelen ve en saygın profesörlerini şehrimizde ağırladık. Hem meslektaşlarımızın bilgilerini tazeledik hem de halkımızı bilinçlendirdik. Bunun dışında da seminerler, sosyal etkinlikler, yemekler, eğlenceler organize ettik.
Odamızda 2022'den önce Cumhuriyet Bayramlarında SMS dahi atılmazdı. Biz bu sene ilk defa Cumhuriyet Bayramı'nı coşkuyla kutladık üyelerimizle ve onların aileleriyle. Her sene düzenlenen halı saha turnuvasını bu defa farklı bir formatta yaptık. 6 takımın katılarak rekor kırdığı turnuvada takım isimlerini katledilen kadın ve çocukların isimlerinden oluşturduk.
Takımlarımıza Narin, Münevver, Pınar, İkbal, Emine ve Özgecan isimlerini verdik. Turnuva adına da eski temsilcimiz merhum Mehmet Tekin'in ismini verdik. Final maçına da süper lig hakemi Suat Arslanboğa geldi. Hem yerel hem de ulusal basında etkinliğimiz epey ses getirdi.
Her yıl yaptığımız 17 Ağustos Seminerlerine bu yıl da devam ettik. Çok değerli hocalarımızın sunumları ve yerel basının desteğiyle halkı bilinçlendirmeye çalıştık. Tabi yerel basın her adımımızda yanımızdaydı ve kamu kurumlarındaki kısıtlamaların aksine biz de yerel basını desteklemeye karar verdik. Yerel basın ile protokol imzaladık ve bütün gazetelerden abonelik satın aldık.
Belediyede çalıştay düzenledik. İnşaat sektörünün sorunlarını dile getirdik. Bu süreçte organize sanayilerde sıklıkla karşımıza çıkan prefabrik yapılarda mimarların şantiye şefi olamayacağını dile getirdik ve bu bölgelerde sadece inşaat mühendislerinin şantiye şefi olabilmesinin önünü açtık. Şehrimizdeki kat yüksekliği konusunu da çözüme kavuşturmak için söz aldık. Bunun dışında zemin ve yapı sağlığı açısından pek çok konuyu görüştük.
Naci Görür Semineri
Özellikle Naci Hoca'nın semineri için ayrı bir başlık açmak istedim. Seminere katılım 400 kişinin üzerindeydi. Hoca çok kritik konulara değindi. Belediyeye danışmanlık verebileceğini söyledi. Ardından da belediye, Naci Hoca ile danışmanlık için görüşmelere başladı. Nihai sonucu bilmiyorum ancak işleri bu noktaya İMO getirdi.
Naci Hoca çok değerli bir bilim adamı. Aldığı atıf sayısı, yaptığı bilimsel çalışmalar ortada. Çözüme ulaşması mümkün görünmeyen pek çok konu, Naci Hoca'nın bir çift sözüyle mümkün hale gelebilir. Bu hem belediyenin hem de teknik insanların elini kuvvetlendirir.
Alper İlki Semineri
Alper Hoca'yla iletişim kurmak Naci Hoca ile iletişim kurmaktan daha zordu ne yalan söyleyeyim. Alper Hoca'ya o kadar fazla mail geliyor ki, sizin mailinizi o an yanıtladı yanıtladı, yanıtlamazsa bir daha yanıtlama şansı olmuyor. Bu nedenle ilk mailleşme sürecimizde epey zorlandığımı itiraf etmeliyim.
Alper Hoca'nın Kütahya'da seminer vermesi benim için çok önemliydi. Kendisi İstanbul'da Pera yöntemiyle yapı envanter stoğu çıkarıyordu ve Kütahya için böyle bir adım atılmasını çok önemli buluyorum. Bu vesileyle kendisine kafamdaki soruları da danışma şansım oldu.
Hem Alper Hoca'ya hem de Naci Hoca'ya basının ilgisi muazzamdı.
17 Ağustos Seminerleri
Üçüncüsünü bu yıl düzenlediğimiz 17 Ağustos Seminerlerinde Prof. Dr. Özgür Avşar, Dr. Öğretim Üyesi Mehmet İnanç Onur ve Mehmet Mete Çetinkaya sunum yaptılar. Çok değerli bilgilerini meslektaşlarımızla ve halkımızla paylaştılar.
17 Ağustos Seminerlerinde en yüksek katılımı sanırım bu yıl elde ettik. Halk daha çok bunu bir "anma programı" olarak değerlendirdiği için istediğim düzeyde halk katılımı elde edemiyorum. Halbuki sade bir vatandaş çok faydalı bilgiler elde edinebilir. Sonuçta depremin nerede olacağı önemli değil, depremde nerede olacağın önemli.
Basın'da İMO
Eskişehir'e geçişimizin bizim açımızdan en önemli kazanımlarından biri de sanırım Eskişehir Şube Başkanı Orkun Kılıç'ın "gündem oluşturma" konusunda maestro olması. Bu konuda kendisinden öğreneceğim çok şey var. Ancak bu sene söylediği her söz yerel basında manşetlere taşındı. Sadece yerel basınla kalmadı, iktidar partisi konuyu gündemine aldı, vali açıklamalar yaptı.
Eskişehir'de İMO'nun şehir üzerinde ağırlığı var. Açık söylemek gerekirse İMO'yu Kütahya'da yeni yeni duymaya başlıyorlar. Bunun da temel nedeni bizden önceki yönetimlerin "etliye sütlüye" karışmadan tescil kurumu gibi hareket etmesinden kaynaklanıyor. Ancak bir şeyler değişiyor ve birçok değerli ismin de bunun farkında olduğunu görüyorum.
Orkun Abi'nin dile getirdiği Eskişehir Kütahya Afyon hızlı tren hattı önerisi inanılmaz büyük yankı buldu. Hızlı tren konusu iktidar partisinin sürekli olarak Kütahyalı hemşehrilerimize verdiği bir vaat ve dolayısıyla bu hareketimiz Akparti eleştirisi gibi algılandı. Akpartiye yakın isimlerden bana "zaten böyle bir projemiz var, size ne oluyor?" tarzında dönüşler de geldi. Ama Akparti İl Başkanı Sn. Mustafa Önsay tüm eleştirilerin önünü kapatarak, "daha çok konuşun" dedi ve açıkça bizleri destekledi. Bu cümleyi çok kıymetli buluyorum.
Hızlı tren konusunda her açıklamamızın ardından Akparti kulislerinde hareketlenmeler yaşandı. Toplantılar yapıldı. Vali beyden açıklamalar geldi. Bu anlamda meslek odalarının gerçekten de daha çok konuşması gerektiğine inanıyorum. Tüm meslek odalarının... Sadece İMO değil...
Bunun dışında Ilıca Kavşağı'na viyadük yapılması, şehir içi tramvay projesi gibi konularda da Orkun Abi'nin açıklamaları basında gündem oluşturdu.
Bu yazıyı tamamen İMO faaliyet raporuna dönüştürmek istemediğimden konuyu artık değiştiriyorum.
Avrupa Gezisi
Bu yıl biricik eşim Sevim Hanım; Hollanda, Fransa ve İtalya'yı içeren bir gezi organize etti. Hollanda ile ilgili bölümleri şu yazımda detaylıca kaleme aldım: https://www.emirhanaydin.com.tr/2024/10/amsterdamda-gorulmesi-gereken-10-yer.html
Hollanda'yı çok sevdim. Ancak Fransa için aynı hisleri paylaşmıyorum. Fransa'yı sevmememin temel nedeni şehirdeki pahalılık olabilir. Gerçekten de her şey çok pahalıydı. Paris'e giden başka arkadaşlarım fiyatların o kadar da pahalı olduğunu düşünmüyor. Belki de olimpiyatlar nedeniyle her şey pahalılanmıştır, bilemiyorum.
İtalya ise en çok şehir gördüğümüz ve vakit ayırdığımız ülke oldu. Milano'yla başlayan serüvenimiz Venedik, Pisa, Floransa ve Roma ile devam etti. Hatta son gün Vatikan'a da elektrikli scooter'lar ile geçtik. Ancak Avrupa Gezisini fırsat buldukça ülke ülke yazacağım. Bu nedenle bu yazının içinde daha fazla detay vermek istemiyorum.
Diğer Durumlar
Bir yandan yüksek lisansım devam ediyor, tez yazmaya başladım. Diğer yandan KUTSO'daki meclis üyeliği görevimden ayrıldım.
70 dairelik bir arsa ile kat karşılığı inşaat yapmak için görüşmelere başladım ve sanırım 2025 yılım bu proje ile geçecek.
Kıymetli dostum Kadir Fırat Zeybek evlendi. Düğününe İMO Bursa 2022-2024 yılları arasında başkanlık ve yöneticilik yapmış olan Ülkü Küçükkayalar, Ayşegül Kebir ve Bedirhan Karagöz geldiler.
Görüşmeye katılın